Yale Üniversitesi girişimiyle hazırlanan Çevre Performansı Endeksi (EPI), 180 ülkenin çevre politikaları uygulama konusundaki başarısını değerlendiriyor. Çalışma, çevre yönetim konusuna ölçülebilir ve mukayese edilebilir bir yaklaşım getirmesi açısından önem taşıyor. İki yılda bir yayınlanan çalışmanın 2016 sürümünü daha önce Doğruluk Payı’nda değerlendirmişti. Acaba aradan geçen sürede Türkiye çevre yönetim performansı ne duruma geldi?
EPI çalışması 2018’de bir önceki rapora göre kapsam olarak daha geniş bir hal almış. 2016 tarihli raporda 9 kategori altında, 20 göstergeyi dikkate alan çalışma bu sefere kategori sayısını 10’a, gösterge sayısını ise 24’e yükselmiş. Ana eksenini ekonomik kalkınma ve refahın yükselmesi ile doğru orantılı olarak çevre sağlığı ve sanayileşme-kentleşme ekseninde risk altına giren ekosistemlerin güvenliği üzerine kuran çalışmada kullanılan yeni metodolojiye linkten ulaşabilirsiniz.
Türkiye, çevre performansı genel sıralamasında 180 ülke arasında 108. sırada yer alıyor. Türkiye’nin en başarılı olduğu alanların başında, atık su arıtma kapasitesinin dikkate alındığı ölçüt olan su kaynakları geliyor. Bu alanda dünyada 41. sırada olan Türkiye’nin skoru da 92,91 olarak hesaplanmış. Türkiye tarım alanında ise düşük bir skora sahip olmasına rağmen, diğer ülkelerle kıyaslandığında 46. sırada yer almasıyla görece iyi bir performans sergiliyor. Tarım alanındaki performans, doğaya zarar veren tarımsal kimyasalların ne kadar verimli kullanıldığına göre ölçülüyor. Türkiye’nin görece başarılı olduğu üçüncü alan ise 55. sırada yer aldığı orman varlığı kategorisi. Ülkelerin ormanla kaplı yüzölçümündeki değişime odaklanan bu kritere göre Türkiye, 2016’yla kıyaslandığında biraz kötüye gitmiş. Türkiye’de resmi kaynaklar, 2015 yılına kadar Türkiye’nin orman varlığını artırmaya devam ettiğini ortaya koyuyor.
Raporun Türkiye adına en düşündürücü kategorisi ise biyoçeşitlilik ve habitat oluyor. Türkiye bu alanda 180 ülke arasında 172. sırada yer alıyor. Endemik bitki ve hayvan türleri açısından da zengin bir habitata sahip olan Türkiye’nin bu alanda düşük bir skora sahip olmasının sebebi, biyoçeşitliliği korumaya yönelik hassas alanlara gerekli özenin gösterilmemesi ile açıklanabilir.
2016 ile mukayese edildiğinde Türkiye’nin gerileme yaşadığı alanların başında ise balık çeşitliliği geliyor. Sıradan bir vatandaşın balık tezgahlarına baktığında fark edebileceği balık kıtlığı, çalışmaya da yansımış. 2016’da balık çeşitliliği kategorisinde dünyada 78. sırada yer alan Türkiye, 2018’de 124. sıraya kadar gerilemiş.