Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Türkiye Çevre Koruma Vakfı tarafından bir otelde bu yıl ilki düzenlenen “Ulusal İzin, Denetim, Laboratuvar ve Çevre Görevlisi Çalıştayı”nın açılışı yapıldı.
Açılışta konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Türkiye’de çevre açısından yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini tartışacaklarını söyledi.
Mevcut uygulamaların güçlendirilmesi, yürütülen araştırmaların çeşitlendirilmesi, uygulamalar ve araştırmaları yönlendirip destekleyecek kararların alınması ve sektördeki yeniliklerin değerlendirilmesini amaçladıklarını dile getiren Öztürk, “Bakanlığımızca 2023 yılında işletmelerin tamamının çevre mevzuatı kapsamındaki yükümlülükleri yerine getirmelerinin sağlanması hedeflenmekte olup, tüm paydaşların söz konusu hedefe aynı azim ve kararlılıkta yürümeleri, var olan sorunların tespiti ve giderilmesi noktasında da beraber hareket etmeleri büyük önem arz etmektedir.” diye konuştu.
Denetimlerin Risk Esaslı Planlanması Çalışmaları
Çalıştaydan çıkan sonuçların hedeflere ulaşma adına önemli bir yol haritası olarak değerlendirileceğini belirten Öztürk, şöyle devam etti:
“Bakanlığımız ve taşra teşkilatınca çevre mevzuatı uygulanarak, çevrenin korunması için yılda 45 bin çevre denetimi gerçekleştiriyoruz. Denetimlerin verimli, etkin ve kaliteli sürdürülmesini sağlamak için Bakanlık olarak uygulamalarımızı sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. Örneğin 2015 yılı itibarıyla çevre denetim süreçlerini ‘e-denetim’ yazılımı üzerinden yürütmeye başladık. Bu sistem, denetim kayıtlarının tutulması ve değerlendirilmesine, idari yaptırımların takip edilmesine olanak sağlıyor. Doğru denetim verisi ile daha verimli denetim planları yapılabiliyor. Bakanlığımızın yürüttüğü diğer yenilikçi uygulama, denetimlerin risk esaslı planlanması çalışmaları. Çalışmanın esası, denetim sıklığının tesisin çevresel risk seviyesine göre belirlenmesine dayanıyor. Şimdiye kadar 15 ilde yürüttüğümüz bu çalışmayı 2023 yılına kadar tüm illerimizde yaygınlaştırmayı planlıyoruz.”
Öztürk, çevre denetimleri ne kadar artırılırsa artırılsın tüm tesislerin sürekli çevre otoriteleri tarafından izlenmesinin mümkün olmadığına dikkati çekti.
“Tek Çevre İzni Uygulaması Hayata Geçirilmiştir”
Etkin bir çevre korumanın, tüm paydaşlarda çevre bilinci ve sorumluluğunun bulunması ile sağlanacağını vurgulayan Öztürk, şunları kaydetti:
“Bu nedenle çevre denetimlerinde her paydaşın kendi sorumluluğu ve payının bilincinde olarak bu çalıştaya katılım sağlaması büyük önem arz etmektedir. Ülkemizde daha önce çevreye kirletici etkisi bulunan faaliyet ve tesislerin ilgili yönetmelikler kapsamında almak zorunda oldukları izin ve lisanslar yerine Nisan 2010 tarihinden itibaren bütüncül yaklaşım stratejisi çerçevesinde tek çevre izni uygulaması hayata geçirilmiştir.”
Çevre izin ve lisans başvurularında yatırımcıdan istenen belge sayısını düşürerek bürokrasiyi azalttıklarını anlatan Öztürk, 2 bin 956 tesisin geçici faaliyet belgesiyle, 15 bin 313 tesisin ise çevre izin ve lisans belgesiyle faaliyet gösterdiğini aktardı.
Konuşmaların ardından, çalıştaya katkı sunanlara teşekkür plaketi verildi.