Kızartma yağı zararlarını önlemek üzere çalışmalarını yürüten Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca bu sefer de yüzeysel ve yer altı su kaynaklarının korunması, kızartma yağlarının bertaraf edilmesi ve katı atıkların kanalizasyon sistemine verdiği zararlara ilişkin “Hidrojen Sülfürün Kanalizasyona ve Sağlık Üzerine Etkileri” kitapçığı hazırlandı.
Kitapçıkta yerel yönetimlerin, kızartma yağlarının lavaboya dökülmesini yasaklaması gerektiği özellikle belirtildi. Hazır yemek sanayisi, fast food restoranlar ve lokantaların kanal sistemlerine yağ tutucu kapan takmalarının zorunlu hale getirmeleri gerektiği bildirildi.
Türkiye’nin yüzeysel ve yer altı su kaynakları bakımından zengin bir ülke olmadığına işaret edilen kitapçıkta, belediyeler ve sanayi tesisleri atık sularını arıtmadan dere, nehir, göl ve denizlere bıraktıkları zaman kullanılacak yüzeysel ve yer altı su kaynaklarının kısıtlandığı veya yok edildiği bildirildi.
Kitapçıkta, her yerel yönetimin, bölgesindeki yüzeysel ve yer altı su kaynaklarını koruma ve kullanma ile ilgili strateji planları yapması gerektiği vurgulandı. Bazen bir bölgedeki yüzeysel ve yer altı su kaynağının başka bir bölgede kullanılacağının unutulmaması gerektiği hatırlatıldı.
Konutlarda, iş yerlerinde ve bazı sanayi tesislerinde oluşan atık suların, kanalizasyon sistemiyle toplanıp merkezi bir arıtma sisteminde arıtılmasının önemine dikkat çekildi.
Kitapçıkta ayrıca kanalizasyon şebekesinin doğru inşası ve kullanımının önemine yer verildi. Atıksu içinde bulunan sülfatın hidrojen sülfüre dönüşmesi sonucu, sağlık açısından çok zararlı kokuya ve kanalizasyon sisteminin tahribatına neden olduğu kaydedildi.
Kitapçıkta, kızartma yağlarının lavaboya dökülmesi sonucu, yağ ve gresinin kanalizasyon sistemine yapışarak biriktiğinden bahsedildi. Bunun da yağın döküldüğü yakın bölgede boru çevresinde birikmeye ve taşlaşmaya neden olduğu anlatıldı.
Bunun önlenmesi için su idareleri tarafından kızartma yağlarının lavaboya dökülmesinin yasaklanması gerektiği vurgulandı. Hazır yemek sanayisi, fast food restoranlar ve lokantaların kanal sistemlerine yağ tutucu kapan takmalarının zorunlu hale getirilmesi gerektiği bildirildi. Yerel yönetimlerden, lokanta ve fast food restoranlarda tutulan yağları düzenli toplayacak bir yönetim modeli kurması veya kurdurması da özellikle istendi. Evlerde ve iş yerlerinde oluşan kızartma yağlarını vatandaşların verebileceği merkezlerin oluşturulmasının önemine işaret edildi.
Kitapçıkta, kullanılmış kızartma yağlarından biyodizel üretilmesiyle de fosil yakıt kullanımı ve sera gazı karbondioksit emisyonunun azaltılabileceği bilgisi verildi.
Bahsedilen bir diğer konu ise renksiz olan hidrojen sülfürün zehirleme etkisinin bulunduğu oldu. Özellikle sinir sistemi üzerinde oldukça etkili olduğu, solunum sisteminde tahribata yol açabileceği gibi ölümcül sonuçlara da neden olabileceği aktarıldı.
Tedbirsiz bir çok operatörün, kanalizasyon temizliğinde birkaç soluk aldıktan sonra bilinç kaybı yaşadığı ve boğularak yaşamını yitirdiğinden bahsedildi. Bu yüzden koku duyusuna güvenilmemesi ve mutlaka elektronik detektörlerle ölçümler yapılması gerektiği vurgulandı.
Kitapçıkta iş güvenliğine de yer verildi. Temizlik operatörlerinin, filtre edici maskeler takmadan, iş elbiseleri giymeden çalışmalara başlamaması ve tüm su idarelerinin ve belediyelerin bu kurallara uymasının önemi hatırlatıldı.
Kaynak: https://www.csb.gov.tr/turkce/index.php?Sayfa=faaliyetdetay&Id=22006