Ozon (O3) üç adet Oksijen atomundan oluşan şeffaf bir gazdır. Ozon tabakası ozon gazından oluşan ve atmosferin yukarı seviyelerinde bulunan bir tabakadır. Bu tabakanın en temel rolü Ultraviyole (UV) ışınları olarak adlandırılan güneşin zararlı ışınlarına karşı bizleri korumaktır. Ozon tabakası yeryüzüne ulaşan bu zararlı ışınlara karşı korunma sağlamak için bir filtre gibi davranır.
Ozon, 3 oksijen atomundan oluşur. Molekülleriyle zehirli, renksiz bir gazdır ve atmosferin üst katmanlarında yer alır. Gökyüzünün mavi renkte görünmesi bu gaz sayesindedir. Sıvı halde lacivert renge dönüşen ozon gazı, dünyayı güneşten gelen mor ötesi ışınlara karşı korur. Ancak bu gaz aynı zamanda canlılar için tehlike de arz etmektedir. Maruz kalındığında solunum sistemini tahrip ederek; gözleri, burnu ve boğazı tahriş eder. Ozonun muhtemel tehlikeleri için toplumdaki farkındalık seviyesi yüksek değildir. Bir gramın iki yüzde biri miktarında bile ozon almak öldürücü olabilir. Bir saç spreyi kutusuna saf ozon konduğu düşünülürdse, bu kutunun tam 14.000 kişiyi öldürebileceği söylenmektedir.
1- Kloroflorokarbonlar (CFC’ler), genel olarak klima sistemlerinde, buzdolaplarında köpük üretiminde (örneğin yataklar için) kullanılır.
2- Halonlar, yangın söndürme cihazlarında kullanılır.
3- Metil bromid, tarımda böcek ilacı olarak kullanılır.
Ozon deliğinin ana sonucu yeryüzüne daha fazla UV ışınının (özellikle çok tehlikeli olan UV) ulaşmasıdır. UV ışınları güneş yanıklarına, deri kanserine sebep olabilir, gözlere zarar verebilir (katarakt) ve insanlarda bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir. Bilindiği gibi bağışıklık sistemi hastalıklara karşı koymayı sağlayan bir sistemdir. Bu sistem zayıfladığı zaman hastalıklarla savaşma yetimiz de zayıflamış olacaktır. UV ışınları sadece sağlığımızı etkilemekle kalmaz, çevre üzerinde de olumsuz etki yapabilir. Tarımsal üretimi azaltabilir, ayrıca deniz besin zincirini bozarak balık nüfusunu etkiler.