Yeşil binalar yeni istihdam olanakları yaratıyor. Çevre dostu inşaatlar yeni iş olanakları yaratma potansiyeline sahip.
California Bilimler Akademisi dünyanın en çevre dostu binaları arasında yer almak üzere inşa edildi. Bir hektarlık alana kurulu binanın çatısı yerle neredeyse aynı seviyede ve 1,7 milyon adet bitkiyle kaplı. Bu canlı çatıyı çevreleyen güneş panelleri, binanın enerji ihtiyacının yüzde 5’ini karşılıyor. Banyoda borulardan akan su da enerji kaynağı olarak kullanılıyor. Otomatiğe bağlı tavan pencereleri doğal ışıktan sonuna kadar yararlanmayı sağlıyor.
Binanın tasarımı 15 yıldır akademide çalışan Scott Moran tarafından yapılmış. Şimdi de bu yeşil sistemin bakımını yapıyor ve gelecekte bu tür işlerin çok daha önem kazanacağına inanıyor.
“Binaların enerji ve su tasarrufunu gözetecek şekilde tasarlanması gerektiği giderek daha net hale geliyor” diyor Moran. “Bunun için ileri teknoloji gerekiyor ve bunu sağlayacak becerilere sahip insanlara ihtiyaç artacak”
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, çevre dostu yeni binaların inşası için 2030’a kadar 6,5 milyon istihdam yaratılması bekleniyor. Önümüzdeki yıllarda enerjinin ardından yeşil istihdam en hızlı büyüyen ikinci sektör olacak.
Bu ihtiyaç, iklim değişikliği nedeniyle alınması gereken tedbirler, enerji fiyatlarının artması, su sıkıntısı, aşırı hava koşulları gibi bugün karşı karşıya olduğumuz sorunlardan kaynaklanıyor. Bu sorunlar yeşil binalar hareketini gündeme getiriyor.
Mimarlar, mühendisler, inşaat firmaları mümkün olduğunca az enerji tüketen, kendi enerji ihtiyacını karşılayan, geri dönüşümlü su kullanan ve klima veya merkezi ısıtma sistemi olmadan kendisini serinleten ve ısıtan binalar inşa etmeye çalışıyor. Yeni teknolojiler kullanılarak eski binalar çevre dostu hale getiriliyor.
2000’de ABD’de 41 bina bu şekilde inşa edildi. Geçen yıl ise bu rakam 65 bini aşmıştı. Dünyanın başka bölgelerinde de benzer gelişmeler var ve bu eğilimin devam etmesi bekleniyor.
Dünya Yeşil Bina Konseyi başkanı Terri Wills, Paris Sözleşmesi gereği hükümetlerin küresel ısınmayı 2 derecede sınırlamayı vaat ettiğini söylüyor. “Enerji ile bağlantılı sera gazı salınımının yüzde 38’i binalardan geliyor. Binalarımızın inşaatı ve işleyişi daha yeşil hale gelmediği takdirde 2 derece hedefi tutturulamaz. Bu sorunu aşmak için gereken çözümler inşaat sektörünü daha ilgi çekici bir hale getiriyor”
Konsey binasının Londra’daki merkezi gelecekte ev ve ofislerde standart hale gelebilecek özeliklerle dolu. Burada çoğu geri dönüşümle veya ahşap gibi doğal kaynaklardan elde edilmiş malzeme kullanılmış. Lambalar pencerelerden giren gün ışığı miktarına göre ayarlanırken tuvaletlerde kullanılan su güneş enerjisi ile ısıtılıyor.
Tüm bunlar yeni uzmanlık alanları yaratıyor; yenilenebilir enerji sistemlerini bilen yeni teknisyenlere, karbon emisyonu yaratmayacak binalar tasarlayan mimarlara, toplu taşıma bağlantılarını en etkili şekilde planlayacak şehir planlamacılara vb. ihtiyaç artıyor.
ABD resmi istatistik kurumu 2026’da güneş panelleri takma işinde yüzde 105 artış bekliyor. Bu ise sadece bu ülkede 11 bin 800 ek istihdam anlamına geliyor.
Çin’de ise hükümet beş yıllık planda kentlerdeki yeni binaların yüzde 50’sinin çevreyi gözetecek tarzda yeşil sertifikalı olmasını hedefliyor.
ILO ekonomistlerinden Nicolas Maitre‘ye göre, mevcut yapıların iklime dayanıklı hale getirilmesi de yeni istihdam yaratacak. Mevcut altyapıya yatırılan her 1 milyon doların İngiltere’de 20, Çin’de 200, Brezilya’da ise 160 yeni istihdam yaratması bekleniyor. Bunlar kalifiye işler olacak.
İklim değişikliğine uyum sağlayacak tarzda, su sektöründeki inşaat bakımından da önemli iş alanları oluşacak. Örneğin Arjantin’de 15 yılda 200 bin istihdam yaratılması planlanıyor.
Uzmanlar, 1990’larda yeşil inşaat alanıyla az sayıda insanın ilgili olduğunu, ancak 2000’lerden itibaren bu alanda patlama yaşandığını belirtiyor.
Ayrıca, inşaat sektöründe yeni becerilere talebin artması nedeniyle daha fazla kadının bu alana girmesi bekleniyor.
ILO, özellikle Çin ve Hindistan gibi inşaatta büyük patlama yaşanan ülkelerde eko tasarımcıların, karbon emilimi ve enerji tasarrufu konusunda uzman kişilere büyük talep olacağına ve bunların önemli rol oynayacağına inanıyor.
Wills’in ofisinde bir duvar havayı temizlemek üzere bitkilerle kaplanmış. Bu canlı duvarları dünyanın birçok kentinde görmek mümkün. Sydney’deki One Central Park dünyanın en uzun dikey bahçesine sahipken, Google’ın Londra’daki yeni merkezinin çatısı dev bir bahçe görünümünde.
Bu tür yapıların bakımı da özel becerilere sahip kişiler tarafından yapılabiliyor. Ayrıca bu işe teknolojiyi de entegre etmek gerekiyor. Bazı ayarları merkezi bilgisayar sistemine bağlamak ve bir tablet üzerinden bunu kontrol etmek gibi.
Kaynak: http://t24.com.tr/haber/yesil-binalar-yeni-istihdam-olanaklari-yaratiyor,719582