Buzulların erimesi 30 bin yıldır uyuyan virüsleri uykusundan uyandırdı. Küresel ısınmanın etkisiyle Sibirya ve Alaska’da onbinlerce yıldır buz altında kalan topraklar ortaya çıktı. Bu topraklarda uzun yıllardır ‘kış uykusunda’ olan ve insanlığın hiç tanımadığı virüsler sağlığı tehdit ediyor.
Bilim dünyası bugünlerde küresel iklim değişikliğinin daha öncesinde hiç hesapta olmayan, insanlığı kısa sürede yok edebilecek bir riskini tartışıyor. Sibirya ve Alaska’daki buzulların altında uzun yıllardır donmuş vaziyette duran toprakların üzerindeki buzlar ilk kez erimeye başladı. Bu topraklarla birlikte onbinlerce yıldır uyuyan insanlık tarihinde karşılaşılmayan virüs ve bakteriler de uyanmaya başladı.
Amerikan Ulusal Uzay ve Havacılık Dairesi NASA, Alaska’da 32 bin yıl önce donan bir bakteriyi hayata döndürmeyi başardı. Geçen ağustosta Sibirya’da 12 yaşında bir çocuk eşi görülmemiş bir şarbon hastalığı yüzünden hayatını kaybedince ‘teorik tehdit’ ete kemiğe büründü. Bu konuyu çözmeye çalışanlar araştırmacılar arasında Türk bilim insanları da var.
Hürriyet’ten Umut Duygu’nun haberine göre, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nden Prof. Berat Haznedaroğlu bu alanda çalışan isimlerden. Haznedaroğlu, “Ortaya bir bakteri ya da virüs çıkabilir ancak bunun insanları ya da hayvanları ne kadar etkileyeceğine cevap vermek çok zor” diyor.
Almanya’daki Max Planck Deniz Mikrobiyolojisi Enstitüsü’nde çalışan araştırmacı Burak Avcı da virüslerin kış uykusundan uyanabileceğinin göz önüne alınmasına dair uyarılarda bulunuyor:”Buzulların alt tabakalarında meydana gelen erime uzun süredir ‘kış uykusunda’ bekleyen mikroorganizmaların yeniden aktif hale gelmesine neden olabileceği için halk sağlığını tehdit edecek sonuçlar doğurabilir. ‘Kış uykusu’ diyebileceğimiz bu durum, mikroorganizmaların çok uzun süre, varlığını sürdürmesine olanak sağlıyor.”
Avcı, başka bir riski daha vurguluyor: “Dünya Sağlık Örgütü, şubat ayında yaptığı açıklamada, bazı bakterilerin antibiyotiklere dirençli hale geldiğini ve acilen yeni antibiyotiklere ihtiyaç olduğunu vurguladı. Halihazırda insan sağlığını tehdit eden bakterilere karşı koyabilecek antibiyotiğimiz yokken, küresel iklim değişikliğiyle tekrar canlanabilecek ‘eski’ bakterilerle nasıl başa çıkacağımız tam bir muamma.”
Prof. Berat Haznedaroğlu’na göre asıl risk günümüz insanının bu hastalıklara hazır olup olmadığı: “Erken zamanlarda ortaya çıkan ve insanları enfekte eden bir virüs günümüze kadar bir evrim sürecinden geçiyor. Bu süre zarfında insan da bir evrim sürecinden geçiyor. Eski insan bu bakterilerle etkileşim sonucu bir bağışıklık kazanmış olabilir fakat şu anda biz kendi evrim sürecimizden sonra bu hastalıklara maruz kalmadığımız için bu bağışıklığı kaybetmiş olabiliriz. Bu bakteri ve virüsler ortaya çıkarsa modern insana hakikaten zarar verme ihtimalleri var.”
Haznedaroğlu, salgınların günümüzde çok daha hızlı yayılabileceğini söylüyor: “Türkiye’de yılın her mevsimi donmuş halde bulunan toprak yok. Fakat bu risk yok demek değildir. Hatırlayın, kısa bir süre önce kuş gribi, domuz gribi gibi vakalar ansızın ortaya çıktı. İnsanların hızla hareket ediyor olması riski Türkiye dahil herkes için geçerli kılıyor. Yani o bölgeden birinin turist olarak ülkemize gelmesi tüm hesapları değiştirebilir. Yine de bu riski ölçmek zor.”
Haznedaroğlu, bu riskle mücadele için Paris İklim Antlaşması gibi yaptırımların önemini vurguluyor.
Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/buzullar-ediyor-on-binlerce-yillik-virusler-uyaniyor-40531973